17 Mayıs 2011 Salı

Kanlıca İskender Paşa Camii'nin Mimarî Üslûbu, Beykoz, İstanbul

 Kanlıca İskender Paşa Camii Minaresi
Cami, Mimar Sinan’ın çatılı camiler grubuna girmektedir.
Her ikisi de enine dikdörtgen planlı, bir harim ile ahşap duvarlarla kuşatılmış bir son cemaat mahallinden meydana gelir.
İki sıra tuğla hatıllı moloz taşla örülmüş duvarları ile kargir bir yapıdır.

Batı cephesinde üst katta iki, alt katta iki pencere açıklığı yer almaktadır.
Güney cephesinde üst katta üç pencere açıklığı, alt katta iki pencere açıklığı yer alır.
Doğu cephesinde üst katta iki alt katta iki olmak üzere toplam dört pencere açıklığı yer almaktadır. Kuzey cephesinde üst katta yedi, alt katta altı adet pencere açıklığı vardır.
Kuzey cephesindeki pencereler hariç tüm pencerelerde, alt sıradaki pencerelerin dikdörtgen açıklıkları kesme küfeki taşından sövelerle çevrelenmiş, lokma demir parmaklıklarla donatılmış, tuğla örgülü sivri hafifletme kemerleri ile taçlandırılmıştır.
Üst kat pencereleri sivri kemerli olup alçı revzenlerle kaplıdır.
Oranları ve ayrıntıları ile klasik üslubu sergileyen, kesme küfeki taşı örgülü minare harimin kuzeybatı köşesinde yer alır.
Çokgen kesitli gövdesi, batı cephesinde taşkınlık yapan, kare tabanlı kaideye oturmakta, şerefenin altındaki mukarnasların ince işçiliği dikkati çekmektedir.
Sağır olan korkuluğu geometrik taksimatlıdır. 1895 depreminden sonra yenilendiği bilinen petek kısmı, koni biçiminde, kurşun kaplı bir külahla son bulur.
Kuzey cephesinin önünde, tek katlı üstü kırma çatı ile örtülü bir çıkma bölümü yer alır.
Bu çıkmanın önünde üç bölüme ayrılmış bir pencere açıklığı vardır.
Sağında ve solunda son cemaat yerine girişi sağlayan birer kapı bulunmaktadır.

Son cemaat yerinin aslında, ahşap direklerle taşınan bir revak şeklinde tasarlandığı, bu niteliğe sahip yapıların büyük çoğunluğunda olduğu gibi, sonradan ahşap duvarlarla kapatıldığı ve içine bir kat ilave edildiği anlaşılmaktadır.
Sonuçta iki katlı bir ahşap mesken görünümü kazanmış olan son cemaat yerinin yan cepheleri sağır bırakılmış, kuzey cephesinin eksenine caminin girişi yerleştirilmiştir. T
üm dış cephesi ahşap ile kaplanmıştır.
Derinliği 4.50 metredir.
Son cemaat mahallinin sağında ve solunda kadınlar mahfiline çıkan merdivenler yer alır.
Soldaki merdivenin altı oda haline getirilmiştir.
Caminin cümle kapısı iki kanatlıdır.
Kapının sağında ve solunda dikdörtgen açıklıklı, lokma demir parmaklıklı birer pencere yer almaktadır.
Cümle kapısının basık kemeri üzerinde üç satırlık ve üç beyitlik Arapça ve sülüs celisiyle yazılmış kitabesi yer alır.
Tarih rakamla ve ebcedle 967/ 1560 olarak verilmiştir.

Kitabe şu şekildedir:

“Sadr- ı al- i İskender Paşa kerim
Seyakdirullahü zü’ l- kadri’ l- a’ zim
Kad bena haze’ l- binae li’ l- a’ bidin
Hasenete’ l- vahide’ l- ferdi’ l- kadim
Kale rıdvanü’ l- u’ la tarihehu
Kulna Bismillahirrahmanirrahim”

Cümle kapısından caminin dikdörtgen planlı harim bölümüne girilir.
Caminin harimi günümüzde, çıtalarla “çubuklu” denilen türde taksim edilmiş bir ahşap tavanla kaplıdır. Evliya Çelebi, halen kiremitle kaplı olan çatının kurşunla örtülü olduğunu, çatının altında da Topkapısı’ndaki Takkeci Camii gibi ahşap bir kubbenin yer aldığını nakletmektedir.
Moloz küfeki taşı ile örülmüş olan duvarlarda, klasik Osmanlı üslubundaki düzene uygun olarak iki sıra halinde pencereler açılmıştır.
Üst sıra pencereler dışarıdan sivri kemerli olmasına rağmen içeriden dikdörtgen biçiminde ve renkli cam ve alçı ile süslenmiştir.
Alt sıradaki pencereler klasik üslupta kalem işi alınlıklarla taçlandırılmış, tepe pencereleri de aynı türde şeritlerle kuşatılmıştır.
Duvarlarda Allah, Muhammet, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan,Hüseyin isimlerinin yazılı olduğu levhalar asılıdır.
Güney duvarının sağında ve solunda ayaklı birer saat bulunur.
Klasik üslûbu yansıtan mihrabın yarım sekizgen plânlı nişi, köşe sütunçeleri ile kuşatılmış ve mukarnaslı bir yaşmakla donatılmıştır.
Minber ve vaaz kürsüsü ahşap ve yenidir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder